Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Televizyon Yayıncıları İşveren Sendikası’nın ortak yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye'deki siyasi çıkmazı değerlendiren Erbakan, “Üçüncü bir sağ ittifak aşabilir” dedi.

Erbakan, Türkiye'nin iki kutuplu siyasi yapısından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, sağ partiler arasında kurulacak bir "üçüncü ittifakın" siyasete yeni bir soluk getirebileceğini savundu. AK Parti ve CHP ekseninde sıkışan siyasetin halkı çaresiz bıraktığını ifade eden Erbakan, böyle bir ittifakın muhafazakâr seçmen için bir alternatif oluşturabileceğini belirtti.

 

 

"RÜZGAR BİR DAHA TERSİNE DÖNMEZ"

Fatih Erbakan, olası bir erken seçimde AK Parti ile yeni bir ittifakın söz konusu olmayacağını da net bir şekilde vurguladı: “Şunu ifade etmek gerekir ki biz 2020'de, hatta Yeniden Refah Partisi’ni kurduğumuz günden itibaren belirttiğimiz bazı hususlar vardı. Gider kalemleriniz birincisi faiz canavarı, ikincisi israf canavarı, üçüncüsü imtiyazlı holdinglere haksız kaynak aktarımı ve geçen sene eklenen bir diğer canavar da kur korumalı mevduat. Bu artık devam etmeyecek ama geçen sene vardı. Bu sistem vatandaşı zamla, vergiyle, borçla, faizle eziyor ve bu dört canavarı besliyor. Bu adaletsiz ve haksız bir sistem. Bunun düzelmesi gerektiğini söyledik. Ve bu konuda mutabakata varmazsak sizinle ittifak yapmayız dedik. ‘Peki,’ dediler, ‘mutabakat metnini imzalıyoruz, ittifak yapmak istiyoruz, bu hususlarda mutabıkız, iktidar olursak bunları uygulayacağız.’ Milletin önünde söz verildi ve o mutabakat metni imzalandı. Sonrasında ne oldu? Maalesef 14 Mayıs ve 28 Mayıs’tan sonraki süreçte bırakın mutabakat metnindeki prensiplere uyulmasını, tam tersi uygulamalar yapıldı ve bu maddelerin hiçbiri hayata geçmedi. Biz iyi niyetle, büyük bir fedakârlık yaparak cumhurbaşkanı adaylığından çekildik. AK Parti ile mutabakat metnine yazdığımız prensiplerin arkasındayız. Bunlar varsa biz varız, yoksa yokuz dedik. Şimdi ise ‘Hayır, bunları uygulamıyoruz, tam tersini yapıyoruz’ dedikleri için biz de ittifakın dışında kalıyoruz.”

Erbakan, 2023 genel seçimlerinde Millet İttifakı’nın adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sağ partilerin ittifakına uygun olmadığını öne sürerek, bu hatanın Altılı Masa'nın seçimlerde kaybetmesine yol açtığını ifade etti. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki yetkilerin CHP’li bir adaya verilmesinin halk tarafından onaylanmadığını vurguladı. Erbakan, “Yeni bir sağ ittifak kurulup sağ partiler arasından bir aday çıkarılmalı” dedi.

 

"TÜRKİYE'NİN SORUNLARINI ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇÖZMEZ"

Anayasa değişikliği konusunda da açıklamalarda bulunan Erbakan, bunun Türkiye'nin en öncelikli sorunu olmadığını belirtti. “Anayasa değişikliği, acil bir ihtiyaç değil. Faizle mücadele, israfın önlenmesi, üretime dayalı bir ekonomi inşa edilmesi gibi sorunları çözmek için anayasa bir engel değil” dedi. Laiklik kavramına da değinen Erbakan, laikliğin geçmişte inanç özgürlüğünü engellemek için kullanıldığını belirterek, anayasanın bu kavramı daha açık bir şekilde tanımlaması gerektiğini savundu. “Laiklik, Türkçe bir kelime değil. Anayasada bunun net bir açıklaması yapılmalı. Devlet, bütün inanç sahiplerine eşit mesafede olmalı ve inanç özgürlüğüne engel olmamalı” diye konuştu.

 

 

"MİLLETE RAĞMEN YAPILAN İŞTEN HAYIR GELMEZ"

Yeniden Refah Partisi’nden istifa eden Şanlıurfa Belediye Başkanı Kasım Gülpınar hakkında ortaya atılan büyükelçilik teklifi iddialarına da değinen Erbakan, Urfa halkının bu istifaya sıcak bakmadığını vurguladı. Gülpınar’ın Urfa halkının iradesine sırt çevirdiğini ifade eden Erbakan, büyükelçilik veya bakanlık teklifleri karşılığında istifa edildiği yönündeki iddiaların durumu daha da kritik hale getirdiğini söyledi. “Urfalılar, yerelde kendilerine hizmet etmesi için belediye başkanını seçtiler. Şimdi ‘Ben Urfa’yı bırakıyorum, büyükelçi olacağım ya da bakan olacağım’ diyerek onların iradesine sahip çıkmazsanız, bu hoş karşılanmaz” dedi.

 

"İDAM CEZASI CAYDIRICI OLUR"

Erbakan, Narin Güran ve Şeyda Yılmaz cinayetlerinin ardından yeniden gündeme gelen idam cezası hakkında da konuştu. Şiddet ve cinayet vakalarının önlenmesi için idam cezasının caydırıcı bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. “Bir insanı öldürdüğünüzde, 15-20 yıl hapis yatıp çıkıyorsunuz. Bu ceza caydırıcı olmuyor. Cinayetlerin artmasından bunu anlıyoruz. İdam cezası getirilmeli ve toplumun psikolojisini bozan bu olaylara bir son verilmeli” dedi.