İzmir’de galericilik yapan Mesut Çelik, kendisini bir holdingin üst düzey yöneticisi olarak tanıtan ve sahte belgeler sunan kişi tarafından yaklaşık 1.6 milyon TL dolandırıldığını iddia etti. Aynı kişiler tarafından dolandırılan birçok galericinin ve insanın da kendisini aradığını söyleyen Çelik, 34 milyon TL’nin üzerinde bir dolandırıcılık yapıldığını söyledi.
Narlıdere ilçesinde galericilik yapan Mesut Çelik, geçtiğimiz yılın temmuz ayında kendini bir holdingin üst düzey yöneticisi olarak tanıttığını iddia ettiği E.G (33) isimli şahısla uygun fiyata 12 şirket aracı satın alınması konusunda anlaştı. Kendisine gönderilen otomobil bilgilerini inceleyen galerici Mesut Çelik, bilgilerin doğru ve şirkete ait olduğunu gördüğünü söyledi. E.G. isimli şahsın araçların satın alınmadan şirket deposundan çıkamayacağını belirtmesi üzerine Mesut Çelik, araçların parasını E.G isimli şahsın çalıştığını iddia ettiği şirket hesaplarına yatırdı. Ancak hesapların şirket hesabı olmadığını anlayan Mesut Çelik, dolandırıldığını anladı. Yaklaşık 1.6 milyon TL dolandırılan Çelik, E.G. isimli şahsın ailesiyle birlikte hareket ettiğini öne sürdü.
Sahte belgelerle dolandırmış
E.G. isimli şahsın eşine 4 yıl önce bir otomobil sattığını ifade eden Mesut Çelik, şahsın o zamanlar kendisini bir holdingin üst düzey yönetici olarak tanıttığını ifade etti. Çelik, “Pandemi sürecinin başında otomobil fiyatları çok artmıştı ve otomobil bulmakta zorlanılıyordu. Bu şahıs bir gün mesaj atarak şirketin 12 aracını satmak istediğini söyledi. Çalıştığı bayinin elinde araç stoğunun çok olduğunu ve bunları belli bir komisyon karşılığında bize satabileceğini ifade etti. Daha sonra bizimle paylaştığı bilgileri ve belgeleri araştırmaya koyulduk. Otomobillerin var olduğunu ve şirkete ait olduğunu öğrendik. Bu aşamada bizden adına satın alma vekaleti ve şirketin yetki vekaletlerini istedi. Biz de bunun olamayacağını önce araçları görüp ekspertizini yapmamız gerektiğini söyledik. Daha sonra çalışmış olduğu firmanın evraklarını paylaşınca çalıştıkları notere bizi yönlendirdi. Noterde imzaların ve evrakların hazır olduğunu söyledi. Araçların da depolarında durduğunu ifade etti. Biliyorsunuz büyük şirketlerin araçlarını satın almadan depodan çekemiyorsunuz. Bize şirketin olduğunu iddia ettiği hesap numaralarını gönderdi. Biz de araçların bedellerini yatırdık, daha sonra da satışlar gerçekleşmeyince bunu bir hile olduğunu anlayıp savcılığa suç duyurusunda bulunduk” dedi.
“Hukuki boşluklardan faydalanarak borcu sürekli erteliyorlar”
Savcılığın bu olayı nitelikli dolandırıcılık yerine ticari anlaşmazlık olarak yorumladığını vurgulayan Çelik, “Burada bence büyük bir haksızlık yapıldı. Sonrasında biz bu adamın peşine düştük. Ailesine ulaştık; ama onlar da İzmir’i terk ettiğini söyledi. Adana’ya gitmiş orada bulduk. Mersin’e gitmiş, Mersin’de bulduk. Oturduk konuştuk; ama haksız olmasına rağmen bizi birçok konuda tehdit etti. Siyasi gücünün varlığından bahsetti. Bize ‘Sizin paranızı ben ödemem, bu işin peşini bırakın’ gibi konuşunca biz de bunu medyaya taşıyacağımızı söyledik. Medya gücünden korktuğu için şahsın babası araya bir dostumuzu sokarak konuşmaya davet etti. Oğlunun borcuna babası kefil oldu; fakat kardeşi hukukçu olduğu için hukuki boşluklardan faydalanarak borcu sürekli erteliyorlar. İcra davası açıyoruz, onu erteliyorlar. Yaklaşık 7-8 aydır bu durumla ilgili mağduruz” diye konuştu.
34 milyon TL dolandırdıkları iddiası
E.G. isimli şahsın başka galericileri ve insanları dolandırdığını iddia eden Çelik, “Tahmini olarak 34 milyon lira dolandırdıklarını düşünüyoruz; ama daha üstünün de olduğunu tahmin ediyoruz. Bolu’da bir iş insanı 4 milyon lira para vermiş. Muğla’da bir milletvekili 4 milyon lira para vermiş. İzmir’de bazı iş insanları 2 milyon lira, 1.5 milyon lira gibi miktarlarla dolandırılmış. Eşi de doktor olduğu için eşinin yakın çevresindeki doktorları da bu şahıs dolandırmış. Yaklaşık 17-18 doktor bu işten mağdur. Hepsi beni arıyor. Benim buradaki amacım sadece paramı tahsil etmek değil başka insanların da dolandırılmasını engellemek. Bu şahıslar Muğla’nın Milas ilçesinden. Oradan esnaflar ve galericiler arıyor onları da dolandırmışlar. Ben yüzlerce kişinin olduğunu düşünüyorum. Hala ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar. Bana sıra dışı gelen de bu adam bu kadar rahat gezerken devlet yetkililerinin hiçbir şekilde müdahale etmemesi. Suç duyurumuza rağmen bunun hala ticari anlaşmazlık olarak görülmesi bana çok anlamlı gelmiyor. Bu şahısla karşılaştığımızda yanında karanlık kişilerin olduğunu söylüyoruz. Yanında korumalarla dolaşıyor. Hukuki yoldan ilerleyemiyorum, başım belaya girmesin diye de kimseyle tartışmıyorum; fakat bu çocuk bunu çok iyi kullanıyor” ifadelerini kullandı.
Dolandırıcılara birikimini kaptırdı, ailesinden ayrı yaşıyor
Galerici Mesut Çelik’in arkadaşı Ayhan Sevmiş de, aynı kişilerin hedefi olduğunu söyledi. Ayhan Sevmiş, “Ben buraya çay, kahve içmeye geliyordum. Bir gün hesaplı bir araba geleceğini ve arabamı daha iyi bir arabayla değiştirebileceğimi söylediler. Ben de inandım. Eski arabamı sattım ve bankadan kredi çektim. Parayı tamamlayıp bahsi geçen kişilere gönderdik. Ertesi gün öğrendiğimde dünyam başıma yıkıldı. Bütün param gitti. Emekli maaşımın yüzde 50’si kredi kesintisi içinde. Öğrendim ki bu kişiler lüks içinde yaşıyormuş. Biz burada rezil olduk. Kanuni haklarımı kullandım. Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güveniyorum. Şu anda galeri dükkanında kalıyorum. Eşimle anlaşamadık, yüzlerine bakamayacak durumdayım. Buna bir çözüm bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Narlıdere ilçesinde galericilik yapan Mesut Çelik, geçtiğimiz yılın temmuz ayında kendini bir holdingin üst düzey yöneticisi olarak tanıttığını iddia ettiği E.G (33) isimli şahısla uygun fiyata 12 şirket aracı satın alınması konusunda anlaştı. Kendisine gönderilen otomobil bilgilerini inceleyen galerici Mesut Çelik, bilgilerin doğru ve şirkete ait olduğunu gördüğünü söyledi. E.G. isimli şahsın araçların satın alınmadan şirket deposundan çıkamayacağını belirtmesi üzerine Mesut Çelik, araçların parasını E.G isimli şahsın çalıştığını iddia ettiği şirket hesaplarına yatırdı. Ancak hesapların şirket hesabı olmadığını anlayan Mesut Çelik, dolandırıldığını anladı. Yaklaşık 1.6 milyon TL dolandırılan Çelik, E.G. isimli şahsın ailesiyle birlikte hareket ettiğini öne sürdü.
Sahte belgelerle dolandırmış
E.G. isimli şahsın eşine 4 yıl önce bir otomobil sattığını ifade eden Mesut Çelik, şahsın o zamanlar kendisini bir holdingin üst düzey yönetici olarak tanıttığını ifade etti. Çelik, “Pandemi sürecinin başında otomobil fiyatları çok artmıştı ve otomobil bulmakta zorlanılıyordu. Bu şahıs bir gün mesaj atarak şirketin 12 aracını satmak istediğini söyledi. Çalıştığı bayinin elinde araç stoğunun çok olduğunu ve bunları belli bir komisyon karşılığında bize satabileceğini ifade etti. Daha sonra bizimle paylaştığı bilgileri ve belgeleri araştırmaya koyulduk. Otomobillerin var olduğunu ve şirkete ait olduğunu öğrendik. Bu aşamada bizden adına satın alma vekaleti ve şirketin yetki vekaletlerini istedi. Biz de bunun olamayacağını önce araçları görüp ekspertizini yapmamız gerektiğini söyledik. Daha sonra çalışmış olduğu firmanın evraklarını paylaşınca çalıştıkları notere bizi yönlendirdi. Noterde imzaların ve evrakların hazır olduğunu söyledi. Araçların da depolarında durduğunu ifade etti. Biliyorsunuz büyük şirketlerin araçlarını satın almadan depodan çekemiyorsunuz. Bize şirketin olduğunu iddia ettiği hesap numaralarını gönderdi. Biz de araçların bedellerini yatırdık, daha sonra da satışlar gerçekleşmeyince bunu bir hile olduğunu anlayıp savcılığa suç duyurusunda bulunduk” dedi.
“Hukuki boşluklardan faydalanarak borcu sürekli erteliyorlar”
Savcılığın bu olayı nitelikli dolandırıcılık yerine ticari anlaşmazlık olarak yorumladığını vurgulayan Çelik, “Burada bence büyük bir haksızlık yapıldı. Sonrasında biz bu adamın peşine düştük. Ailesine ulaştık; ama onlar da İzmir’i terk ettiğini söyledi. Adana’ya gitmiş orada bulduk. Mersin’e gitmiş, Mersin’de bulduk. Oturduk konuştuk; ama haksız olmasına rağmen bizi birçok konuda tehdit etti. Siyasi gücünün varlığından bahsetti. Bize ‘Sizin paranızı ben ödemem, bu işin peşini bırakın’ gibi konuşunca biz de bunu medyaya taşıyacağımızı söyledik. Medya gücünden korktuğu için şahsın babası araya bir dostumuzu sokarak konuşmaya davet etti. Oğlunun borcuna babası kefil oldu; fakat kardeşi hukukçu olduğu için hukuki boşluklardan faydalanarak borcu sürekli erteliyorlar. İcra davası açıyoruz, onu erteliyorlar. Yaklaşık 7-8 aydır bu durumla ilgili mağduruz” diye konuştu.
34 milyon TL dolandırdıkları iddiası
E.G. isimli şahsın başka galericileri ve insanları dolandırdığını iddia eden Çelik, “Tahmini olarak 34 milyon lira dolandırdıklarını düşünüyoruz; ama daha üstünün de olduğunu tahmin ediyoruz. Bolu’da bir iş insanı 4 milyon lira para vermiş. Muğla’da bir milletvekili 4 milyon lira para vermiş. İzmir’de bazı iş insanları 2 milyon lira, 1.5 milyon lira gibi miktarlarla dolandırılmış. Eşi de doktor olduğu için eşinin yakın çevresindeki doktorları da bu şahıs dolandırmış. Yaklaşık 17-18 doktor bu işten mağdur. Hepsi beni arıyor. Benim buradaki amacım sadece paramı tahsil etmek değil başka insanların da dolandırılmasını engellemek. Bu şahıslar Muğla’nın Milas ilçesinden. Oradan esnaflar ve galericiler arıyor onları da dolandırmışlar. Ben yüzlerce kişinin olduğunu düşünüyorum. Hala ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar. Bana sıra dışı gelen de bu adam bu kadar rahat gezerken devlet yetkililerinin hiçbir şekilde müdahale etmemesi. Suç duyurumuza rağmen bunun hala ticari anlaşmazlık olarak görülmesi bana çok anlamlı gelmiyor. Bu şahısla karşılaştığımızda yanında karanlık kişilerin olduğunu söylüyoruz. Yanında korumalarla dolaşıyor. Hukuki yoldan ilerleyemiyorum, başım belaya girmesin diye de kimseyle tartışmıyorum; fakat bu çocuk bunu çok iyi kullanıyor” ifadelerini kullandı.
Dolandırıcılara birikimini kaptırdı, ailesinden ayrı yaşıyor
Galerici Mesut Çelik’in arkadaşı Ayhan Sevmiş de, aynı kişilerin hedefi olduğunu söyledi. Ayhan Sevmiş, “Ben buraya çay, kahve içmeye geliyordum. Bir gün hesaplı bir araba geleceğini ve arabamı daha iyi bir arabayla değiştirebileceğimi söylediler. Ben de inandım. Eski arabamı sattım ve bankadan kredi çektim. Parayı tamamlayıp bahsi geçen kişilere gönderdik. Ertesi gün öğrendiğimde dünyam başıma yıkıldı. Bütün param gitti. Emekli maaşımın yüzde 50’si kredi kesintisi içinde. Öğrendim ki bu kişiler lüks içinde yaşıyormuş. Biz burada rezil olduk. Kanuni haklarımı kullandım. Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güveniyorum. Şu anda galeri dükkanında kalıyorum. Eşimle anlaşamadık, yüzlerine bakamayacak durumdayım. Buna bir çözüm bekliyoruz” ifadelerini kullandı.