Yalova’da 4 yıl önce eşini kaybeden 42 yaşındaki Şükriye Geçer, devlet desteğiyle başladığı besicilikle ailesinin geçimini sağlıyor.
Yalova merkeze bağlı Samanlı köyünde yaşayan Şükriye Geçer, Genç Çiftçi Projesinden yararlanarak devletten 40 küçükbaş hayvan aldı. Eşinin desteğiyle hayvancılık yapan Geçer, eşi vefât edince 2 çocuğunun geçimini hayvancılıkla sağlamaya başladı. Zaman içinde 170 küçükbaş hayvanın yanı sıra 2 tane de büyükbaş hayvana sahip olan Geçer, kendi ayakları üzerinde durarak ailesini geçindirmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Eşini ilk kaybettiği zamanda endişelendiğini, fakat daha sonra çocukları için hayata tutunduğunu ifade eden Geçer, var gücüyle bu zorlu mesleği yaptığını söyledi. Her gün sabah saat 05.00’te hayvanlarının otlamaya çıkan kadın çoban, akşam olunca da sürüsünü ahırında topluyor.
Geçer, hayvancılığa ilk etapta kocasıyla başladığını dile getirerek, “Daha sonra Genç Çiftçi Projesinden telefonuma mesaj geldi. Tarım İl Müdürlüğü’ne gittim. Bunun üzerine bana 40 tane küçükbaş hayvan çıktı. Bu hayvanlarla birlikte sürü sayımızı çoğalttık. Daha önce 25- 30 tane hayvanımız vardı. Şimdi 90 tane koyunum 80 tane de kuzum var. Eşim vefat etti, daha sonra sürümüzü çoğalttık. Oğlumla birlikte bunların bakımlarını yapıyoruz. İkimiz birlikte bakmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Geçer, köylerindeki meraların az olması yüzünden sıkıntı çektiklerini anlattı. Yorucu bir mesleğe sahip olduğunu söyleyen Geçer, şöyle konuştu:
“İşimi severek yapıyorum. Mera bol olsa daha çok yapmak isterim. Yem fiyatları çok yüksek, biraz zorluk çekiyoruz. Bütün kadınlarımızın gününü kutluyorum. Benim bakmak zorunda olduğum iki çocuğum var. Birini okutuyorum. Biz bu işi severek yapıyoruz”.
Yalova merkeze bağlı Samanlı köyünde yaşayan Şükriye Geçer, Genç Çiftçi Projesinden yararlanarak devletten 40 küçükbaş hayvan aldı. Eşinin desteğiyle hayvancılık yapan Geçer, eşi vefât edince 2 çocuğunun geçimini hayvancılıkla sağlamaya başladı. Zaman içinde 170 küçükbaş hayvanın yanı sıra 2 tane de büyükbaş hayvana sahip olan Geçer, kendi ayakları üzerinde durarak ailesini geçindirmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Eşini ilk kaybettiği zamanda endişelendiğini, fakat daha sonra çocukları için hayata tutunduğunu ifade eden Geçer, var gücüyle bu zorlu mesleği yaptığını söyledi. Her gün sabah saat 05.00’te hayvanlarının otlamaya çıkan kadın çoban, akşam olunca da sürüsünü ahırında topluyor.
Geçer, hayvancılığa ilk etapta kocasıyla başladığını dile getirerek, “Daha sonra Genç Çiftçi Projesinden telefonuma mesaj geldi. Tarım İl Müdürlüğü’ne gittim. Bunun üzerine bana 40 tane küçükbaş hayvan çıktı. Bu hayvanlarla birlikte sürü sayımızı çoğalttık. Daha önce 25- 30 tane hayvanımız vardı. Şimdi 90 tane koyunum 80 tane de kuzum var. Eşim vefat etti, daha sonra sürümüzü çoğalttık. Oğlumla birlikte bunların bakımlarını yapıyoruz. İkimiz birlikte bakmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Geçer, köylerindeki meraların az olması yüzünden sıkıntı çektiklerini anlattı. Yorucu bir mesleğe sahip olduğunu söyleyen Geçer, şöyle konuştu:
“İşimi severek yapıyorum. Mera bol olsa daha çok yapmak isterim. Yem fiyatları çok yüksek, biraz zorluk çekiyoruz. Bütün kadınlarımızın gününü kutluyorum. Benim bakmak zorunda olduğum iki çocuğum var. Birini okutuyorum. Biz bu işi severek yapıyoruz”.